AURA
La : Aura, nimbus.
Al : Aura.
İn : Aura.
Fr : Aura.
Os : Hale, halka, nef'ha, ince
tasaudat.
Tr : Avra, psişik hale, halka.
İnsan vücudunu (hayvan ve bitkileri de) bir zarf gibi saran ışıklı haleler, emanasyonlar topluluğudur. Özel şartlar dahilinde, çıplak gözle ve uyurgezerler tarafından görülürler. Yaş, cinsiyet, zihnî melekeler ve sağlıkla ilgilidir.
Şekli, ovale yakın bir tarzdadır. Erkek ve kadınlarda farklı durumdadır. Erkekte baş ve omuz bölgesinde gayet geniştir ve alt kısımlara doğru indikçe azalır. Kadınlarda kalçalara kadar uzanır. Üç esaslı bölgeye ayrılır:
1 - Yarım santim kalınlığında koyu bir çevre. Buna eterik çift (duble) deniyor. Hastalanınca bu çevre biraz genişlemektedir. Tatlı kırmızı ve mavi renktedir.
2 - Eterik çifti saran ve bazen silikleşen ikinci bölgeye iç aura deniliyor. Üç ile sekiz santime kadar genişlik kazanabiliyor. Özel bir rengi yoktur.
3 - Dış aura denilen üçüncü bölge sınırsızdır. Bir de, bazı yazarlar, dördüncü bir bölge (tam dış aura) kabul etmektedirler.
Spirit bir celsede, celsede hazır bulunan kimselerin meydana getirdikleri etki, sempati, ahenk ve anlayış birliği, celsenin aurasını oluşturur.
Celselerde, hazirun arasındaki ahenk ve anlayış birliği ne kadar kuvvetli ve sürekli ise, medyomun ve bedensiz varlıkların yardımları o kadar kolay ve yüksek seviyeli olur. "Auranın kurulması", "auranın bozulması" deyimleri bunları ifade eder.
Bir celsedeki ahenk ve anlayış, birbirine uygun etkilerin biraraya gelmesinden meydana gelir. Celselerde böyle bir uygunluk nasıl varsa, aile, iş yeri, semt, şehir ve ülkede de böyle uygunluklar vardır. Aura gitgide genişleyen etki kuşakları tarzında kendini gösterir. Her etki kuşağına ait olanlar kendi aralarında bir aura teşkil ederler. Bunlar görünmez, fakat hissedilen ilişkilerdir.
Auranın değerini ve kapsamını genişletmek için görgü, tecrübe ve bilgiyle donanmak; his, düşünce, anlayış ve vicdan seviyesi bakımından inceleşip yükselmek gereklidir.